Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Bir yerde bizi, biz islâm dünyasını güne bağlayan ip koptu. Biz müslümanlar, tarihin arenasında bir yerde bugünün deyişiyle güncel olmaktan çıktık. O gün bu gündür, tarih önümüzde oluşuyor ve onu peşinden kovalıyoruz. Tarihdeş olamıyoruz bir türlü. Tarihin zamanla birlik olduğu noktadan adımlarca geriden gidiyoruz hep. Batılılaşma anlamında çağdaşlaşamadığımız ithamı yersiz, ama, dediğimiz anlamda çağdaşlaşamadığımız, hatta çağ dışı kaldığımız bir gerçek. Tarihi, zamanı ve kendimizi aynı noktada toplayamıyoruz. Ya tarih fırlayıp gidiyor, ya zaman. Kimi zaman da biz çöküp kalıyoruz; zaman ve tarih, içiçe, elele giderken. Çağı anlama ve ona uyma değil, ama, onu karşılayacak veya dengeleyecek şekilde ona göre davranma gücünü mü, elastikiliğini mi, bir şeyimizi yitirdik işte, Böylece bir anlamda güncelliğimizi yitirirken, öte yandan başka bir anlamda büsbütün güncel olduk. Yani günübirlikçi, gündoldurucu olduk. Zamana yetişememenin telâşı içinde günlük davranışlardan ötesini düşünemez hale geldik.
Sayfa 85 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hamd yalnızca; Peygamberimiz Muhammed (sav)’i hoşgörülü, kolay, tertemiz ve hanif diniyle gönderen, onun ümmetinden olanlar için, onlara İslam şeriatının hükümlerini öğretecek âlimler yaratan Allah’a aittir. Salat-u Selam, kardeşliğe, muhabbete çağıran, düşmanlıktan, kin ve nefretten sakındıran Efendimiz’in, Peygamberimiz’in, Ehli
İtisam Yayınları
Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle iniş­li çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
Batı Avrupa, ezelden beri Rusya'ya şüphe ve belirsizlikle yakla­şırdı. Aralarında her zaman bir Demir Perde vardı. Rusya, hep kendi başına bir dünyaydı: ücra ve imkansız. Hem doğal coğrafi sınırların hem de (Çarlık Rusya'sındaki) polis devletin inşa ettiği engellerin ardında yer alan bir ülkeydi. Dr. Johnson, "Seyahat etmek hayal
Uşurma - Şeyh Mansur
Mansur Bey'in gerçek adı bilinmiyor. Derviş kılığında Çerkes­leri Ruslara karşı ayaklandıran Mansur Bey, Dağıstan' daki reis­leri Hristiyan Gürcülere karşı kışkırtmıştı. Rus yayılmacılığına karşı direnmek için dini birlik çağrısı yapan ilk kişiydi. Nereden geldiği hakkında kulaktan kulağa birçok farklı hikaye dolaşırdı. Bazıları Buhara' da tasavvuf tahsili görmüş bir Tatar olduğunu söylerdi. "Vatikan'da saklanan arşivlere göre" Papa tarafından Erzurum'daki Rum Ortodoks Kilisesi'nin nüfuzunu kırmak amacıyla Cizvit misyoneri olarak Yakın Doğu'ya gönderilen Ce­nevizli bir rahip olduğu da anlatılırdı. Ancak (oldukça fırtınalı bir hayat sürdüğü) Kafkasya sınırında yer alan bu bölgede bir­kaç yıl geçirdikten sonra İslam'a geçmişti. Daha sonra Osmanlı Sultanı için çalışan bir ajan olarak karşımıza çıkan Mansur Bey, Rusların Karadeniz aşiretleri üzerinde üstünlük kurmasını en­gellemek amacıyla Çerkesya'ya gönderildi (Kırım Tatarları, asır­lardır Osmanlı'nın vergi veren tebaası konumundaydı). 1791 yılında Tatarlarla Ruslar arasında yapılan savaşta Potemkin'in askerlerine esir düşen Mansur Bey, Rusya'nın kuzeyindeki ala­cakaranlık ve buzlarla kaplı topraklara gönderildi. Son nefesini, Beyaz Deniz'de bir adada yer alan korkunç Solovetzki manastı­rında verecekti.
Reklam
Ankara hükümetini tanımış ve tezlerini -kısmen de olsa- kabul etmiş olan Fransa ve İtalya'da Türk zaferi, hakkın yerini bulması olarak karşılandı. Her iki ülke de silah satışına göz yumarak zaferde bir pay sahibi olduklarından, İngiliz politikasının böyle vasıtalı şekilde yenilmesinden sevinç duydular. Türk'e yönelik eleştiriler sınırlı
Sayfa 224 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Kaybolmayan Gölge: Sömürgecilik Kalıntısı Sorunlar
Sömürgecilik dönemi sona erdi. Fakat, genellikle sömürgeci güçlerin hiçbir düzenleme yapmaksızın çekilmelerinden kaynaklı sorunlar, bugün hala tehlike arz etmekteler. Dört kanlı savaşa ve Pakistan'ın Hindistan' a karşı kullandığı bir taktik olan sınır ötesi terörizm ile perçinlenen Hindistan-Pakistan husumeti, en önde gelen örnek. Başka
Onın bizzat Brahmayla aynileştiğini gördük. Bunu, öğretisi bu noktada da da­ha pekçokları gibi (biçimdeki büyük farklılıklara rağmen) temelde hint geleneğiyle ay­ nı olan İslam maneviyatından (esoterisme) aldığımız bir ifadeyle, "Ulvi Özdeşlik" ola­rak adlandırabiliriz [Guenon, vahdet-i vücud ve ayn-i cem' mefhumiarmlifade etmek
Hz. Bilal ezan okurken, hâlâ dağlarda can korkusuyla dolaşan tek tük insanlar görülüyordu. O sırada Ebu Süfyan, Attab b. Esid, Ebu Cehil'in kardeşi Haris b. Hişam ve yanlarındaki birkaç kişi daha ezanı dinleyenler arasındaydı. Mekkeliler olayı yorumlamaya başladılar: "Ey Allah'ın kulları, Kâbe üzerinde ezan okumak bu kara köleye mi
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.